Sayın Başbakan, Sayın Devlet Bahçeli'ye yanıt vermiş;
"Sayın Bahçeli sen bozkurtlarla mı dolaşıyorsun? Ben bozkurtla dolaşmıyorum, ben eşrefi mahluk olan insanlarla dolaşıyorum" diyor.
Burada bahsedilen bozkurtların, biz ülkücüler olduğunu bilmeden, anlamadan cevap verdiğini sanmıyorum.
Bu durumda Sayın Başbakana insanı, hayvanı, sabrı ve sonunu anlatmanın vakti gelmişte geçiyor bile.
Taksimde değil 5.000 "Genç" 25.000, 50.000, 100.000 milis toplasa ne yazar. Biz tek tek buradayız.
Bu hafta, müşterilerine AKP aleyhine propaganda yaptığı için göz altına aldırdığı mahalle esnafını göz önüne alırsak; facebook yorumlarımız için bizi de göz altına aldırması çok da uzak ihtimal değil.
Buna rağmen, korkmuyor ve yazmaya devam ediyoruz.
Sayın Devlet Bahçeli'nin konuşmasında bahsettiği ve Sayın Başbakanın iddiasının aksine "eşrefi mahluk olan insanlar" olarak, onurumuz, haysiyetimiz, inancımızla korkmadan yazmaya, söylemeye, direnmeye devam edeceğiz.
Tutuklanabiliriz, yargılanabiliriz, hatta yargılanmadan hücrelerde yatabiliriz.
Taksimde toplanacak "Genç"'ler tarafından sövülebilir, dövülebilir, hatta domuz bağıyla boğularak bir evin salonuna gömülebiliriz.
Buna rağmen buradayız.
Burada olmamızın sebebi; burada beklememiz ve anlatmamız söylendiği içindir. Toplanmak gerekirse; Taksim'de, Çankaya'da, Bakanlıklar'da veya Dünya'nın gereken herhangi bir yerinde toplanırız.
Buradayız.
Okuyor, dinliyor, konuşuyor, yazıyor, anlatıyoruz. İnsan gibi yaşıyor, insan gibi mücadele ediyor, insan gibi hitap ediyoruz.
Bize hayvan diyen Başbakana; Sayın diye hitap ediyoruz.
Elbette bizim de aklımızdan hakaret, küfür dolu, aşağılayıcı cümleler geçiyor. Fakat söylemiyoruz.
Çünkü bize hakaret etmeden siyaset, küfür etmeden mücadele yapılabileceğini öğreten liderlerimiz var.
Çünkü "Sevgide serbestlik, saygıda mecburiyet var"
Ama, sabrında bir sınırı var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder